Bilmeceler

İçi kütük, dışı kayık

Gece gezer, gündüz kaçar.

Gez gez bıkmaz, iz bırakır akıllanmaz.

Kanadı var kuş değil, boynuzu var koç değil.

Evim kırılgan, kırarsan yapamazsın aman!

Geceleri gökyüzünde sarı tas.

Yüzer ama balık değil, kanadı var ama kuş değil.

Nar tanesi, nur tanesi, dünyanın bir tanesi

Kapıyı açar, kapamadan kaçar.

İki kapaklı, çok yapraklı. İçinde sayısız bilgi saklı.

Attım bir ipi, geldi kocaman biri.

Yeşil tanedir, kendisi ekşidir, onu yiyen suratını ekşitir.

İçince iyi gelir, fazlası zarar verir.

Horul horul uyur, mırıl mırıl konuşur.

Uzun kulaklı, kısa kuyruklu.

Ayakları su içer, herkes üstünden geçer.

Elsiz, ayaksız; kuyu kazar bacaksız.

Benim bir hayvanım var, kuyruğundan uzun burnu var.

Ne kanı var ne canı, beş tanedir parmağı.

Elden ele ulaşır, bütün dünyayı dolaşır.

Arabadan atladı pantolonu patladı

Yuvarlaktır düz değil, mavi-yeşil mor değil.

Pişmeden yumuşak, pişince çıtır çıtır.

Güzün gider, yazın gelir; uzun ince bacaklı.

Ağzıyla odun yutar, bacasında duman tüter.

Daldan dala atlarım, kuyruğumla sallanırım.

Bağcığı var bağlayamaz, tabanı var kendi yürüyemez.

Kümeslerin efesi, her sabah çınlar sesi. Sanırsın şarkı söyler, uyandırır herkesi.

Atlayarak yürür, patlayarak ölür.

Nazlı gitse izi yok, hızlı gitse tozu yok.

Dağdan gelir sekerek, kuru üzüm dökerek.